Yine bir Eylül okullar açıldı. Yeni bir başlangıç , yeni umutlar , yeni hayal ler , tatlı telaşlar , öncekilere benzemeyen hoş serzenişler , hazırlıklıklar koşuşturmalar neler neler.
Hepimize hayırlı olsun.
Niye prensesler & prensler diye başladık. Son yıllarda arabalarımızın arka camlarında bebek olduğunu belirtmek için “ bu arabada prenses & prens var” yazılarını hoş bir tebessümle izledik. Aslında bir gerçeğe işaret ediyor duk.
Son dönemde aileler çocuklarına hep özel davrandılar. Pandemi nedeniyle çocuklar evde daha çok vakit geçirdiler. Veliler günü doldurmak ,çocuğu oyalamak için ama bilerek bazen bilmeden çocukları yanlış yönlendirdiler. Böylelikle çocuklar anne babalar ile kaliteli vakit geçiremediler. Bazıları çağımızın vebası dediği T T T ( telefon, tablet, televizyon) a yakalandılar. Çocuklarımız paylaşmayı , yaşıtları ile oynamayı , birlikte vakit geçirmeyi etkinlik planlamayı , birlikte hayal kurmayı , yaşadıklarını birbirlerine anlatmayı yeterince öğrenemediler. Sokakta oynamak hayal oldu. Çocuk parklarında oyuncakları bile paylaşamayan, oyun trafiğine uymayan & uyamayan çocuklar oldu. Paylaşmayı bilemeyince , birbirlerine saygı , diğer çocukların yaptıklarına değer verme ,hoşgörü ile yaklaşma bazıla- rında yok denecek seviyelere indi. İlişkiler sağlıklı olmayınca hırçınlıklar ve geçimsizlikler öne çıkmaya başladı.
Bu çocuklar okula gelince ;
Kurallarla karşılaştılar , kendilerinden başka prenses ve prensler in de olduğunu gördüler. Her istediklerini istediği an yapamayacaklarını gördüler. Aynı sırayı paylaştılar. İstediği an konuşamıyacağını , arkadaş larının konuşmalarını da dinlemesi gerektiğini gördüler. Hatta hatta iş bile yapması gerektiği gerçeği ile karşılaştılar. Uyum günlerinde velilerle yumuşak geçişler yapıldı. Hepsinden verimli sonuç alınacağını umarım.
Sınıf öğretmeni arkadaşlar sıkıntıların yaşandığını , bazı aileler çocuklarını özgüvenli yetiştireyim derken şımarıklık ve saygısızlığa ulaşan davranış lara dönüştüğünü, hayal bile edemezsiniz diyorlar. Önceden okul öncesi eğitim kurumlarına gidenler bir tık daha hazırlıklı idiler. Maalesef bazılarında hala “ illa benim dediğim olacak “ tavırları var .
Bu şartlar altında neler yapmalıyız :
İlk etapta öğretmenimize güvenmeli , çocuğumuzunda güvenmesini sağlamalıyız. Öğretmen ile sağlıklı bir iletişim kurmalıyız. Sınıfta ki diğer veliler ile işbirliğine gitmeliyiz. Olabilecek olumsuzluklar çocuğun önünde tartışılmamalı, karşı tarafları da dinledikten sonra nihai karara varmalıyız. Çocuklarımız ile kaliteli vakit geçirmeliyiz. Arkadaşları ile kıyaslamamalıyız. Çocuğumuzu görmek için gittiğimizde kendimizi göstermeden uzaktan takip etmeliyiz. Öğretmen ile görüşüp bütün veliler ile birlikte rehber öğretmenlerden teknik destek alınmalıdır. Çocuğumuza sevgi , anlayış ile yaklaşmalı , işbirliğini hiç aksatmamalıyız.
Prenses ve prenslerimizin en iyi şartlarda eğitimlerini sürdürmeleri hepimizin temel görevidir. Kolaylıklar diliyorum.
Eğitimin temel taşı olan öğretmenler arkadaşlarımıza ve emeği geçen herkese başarılar diler , sonsuz teşekkürlerimi yolluyorum.
Cennete giderken “ HAKKIMIZI HELAL “ bile edemediğimiz Narin prensesimiz , sana bunu reva gördüğümüz için sakın HAKKINI HELAL ETME .
Tuncay AYAS