Geçtiğimiz günlerde kısa bir video izledim . Video da Eskiden herkesin atı olduğunu , arabanın sadece zenginlerde olduğu , şimdilerde ise sadece zenginlerde at olduğu belirtiliyordu Geçtiğimiz dönemlerde köylüler fakir , şehirdekiler zengin sayılırdı. Şehrin zenginleri yerleşmek için köylere dönüyor. Köyde yaşayanlar ise şehre ulaşmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Köylü sofrasını beğenmeyenler , köy kahvaltısı için , odunda kızartma için kendilerine yer arıyorlar.
Odun sobalarından kurtulmak için , kat kaloriferleri yaptırdık , doğal gazla ısınmaya başladık. Şimdi evine soba kurabilen , şömine de ısınabilen kendini sınıf atlamış görüyor. (Can Demiryel )
Her kelimenin altına imzamı atıyorum.
Eskiden “ yamalı giymek ayıp değil , sökük giymek ayıp “ denirdi. Şimdi üzerine para verip pantolonları söktürüyoruz.
Peki bize ne oldu.
Bütün köylerimizi mahalle yaptık. Köylümüzün toprak ile bağını ama bilerek , ama bilmeden kestik. Hayvancılık , yurdumuzun en büyük gelir kaynaklarından biriydi. Doğa koşullarının en zor olduğu yerlerde bile yapılır,köylünün gelir kaynağı olur et, balık kurumu ve kombinelerinde satın alınarak, kesilerek değerlendirilir. Hatta yurt dışına satılarak döviz elde edilirdi. Şimdi eti bırak hayvanlara verilecek samanı bile yurt dışından alıyoruz. Herşeyin maliyeti artarak katlanıyor.
Sırf ucuza mal oluyor diye :
Buğday, arpa ,pirinç , sarımsak , mercimek, mısır, hatta çay , kuru fasulye , nohut, soya, pamuk , ayçiçeği ve nice ürünleri yurt dışından alıyor , milyonlarca döviz gittiği gibi , köylümüzün üretim alışkanlığını bitiriyoruz.
Üretim alışkanlığı biten köylü , şehir de nasıl gelir elde eder, nasıl geçinir .Soran yok. Yukarıdaki ürünler tarlada yetişse fabrikalarda işlense , çiftçinin geliri olsa , üretimde çalışanlar eve ekmek getirse , esnaftan alışveriş yapsa on binlerce insan sebeplense nasıl olur ? Ekonomimize katkıda bulunmaz mı ?Sırf bu zihniyet bize Sümerbank ı , şeker fabrikalarını , kağıt fabrikalarını tütün fabrikalarımızı , gübre fabrikalarımızı , Etibank işletmelerimizi , demir çelik fabrikalarımızı ve nicelerini kaybettirmedi mi ? ( Maden ocaklarımızı unutmayalım )
“ Siz üretmeyin , biz ucuza verelim “ zihniyeti bize Uçak Fabrikalarımızı , traktör fabrikalarını , silah fabrikalarını, tank fabrikalarımızı kapattırmadı mı ? Her konuda bizi dışarıya bağımlı yapmadı mı ? Bir müddet sonra elimizde paramız da olsa bunlara ulaşamayabiliriz. Onun için toprağımızı işleyelim , üretelim , çalışan da kazansın çevresindeki esnaf da , bizde , devletimiz de kazansın.
“Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar: evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikbal lerini kaybetmeye mahkumdurlar “ M. Kemal Atatürk.
Saygı ve özlemle anıyoruz.
Odun sobalarından kurtulmak için , kat kaloriferleri yaptırdık , doğal gazla ısınmaya başladık. Şimdi evine soba kurabilen , şömine de ısınabilen kendini sınıf atlamış görüyor. (Can Demiryel )
Her kelimenin altına imzamı atıyorum.
Eskiden “ yamalı giymek ayıp değil , sökük giymek ayıp “ denirdi. Şimdi üzerine para verip pantolonları söktürüyoruz.
Peki bize ne oldu.
Bütün köylerimizi mahalle yaptık. Köylümüzün toprak ile bağını ama bilerek , ama bilmeden kestik. Hayvancılık , yurdumuzun en büyük gelir kaynaklarından biriydi. Doğa koşullarının en zor olduğu yerlerde bile yapılır,köylünün gelir kaynağı olur et, balık kurumu ve kombinelerinde satın alınarak, kesilerek değerlendirilir. Hatta yurt dışına satılarak döviz elde edilirdi. Şimdi eti bırak hayvanlara verilecek samanı bile yurt dışından alıyoruz. Herşeyin maliyeti artarak katlanıyor.
Sırf ucuza mal oluyor diye :
Buğday, arpa ,pirinç , sarımsak , mercimek, mısır, hatta çay , kuru fasulye , nohut, soya, pamuk , ayçiçeği ve nice ürünleri yurt dışından alıyor , milyonlarca döviz gittiği gibi , köylümüzün üretim alışkanlığını bitiriyoruz.
Üretim alışkanlığı biten köylü , şehir de nasıl gelir elde eder, nasıl geçinir .Soran yok. Yukarıdaki ürünler tarlada yetişse fabrikalarda işlense , çiftçinin geliri olsa , üretimde çalışanlar eve ekmek getirse , esnaftan alışveriş yapsa on binlerce insan sebeplense nasıl olur ? Ekonomimize katkıda bulunmaz mı ?Sırf bu zihniyet bize Sümerbank ı , şeker fabrikalarını , kağıt fabrikalarını tütün fabrikalarımızı , gübre fabrikalarımızı , Etibank işletmelerimizi , demir çelik fabrikalarımızı ve nicelerini kaybettirmedi mi ? ( Maden ocaklarımızı unutmayalım )
“ Siz üretmeyin , biz ucuza verelim “ zihniyeti bize Uçak Fabrikalarımızı , traktör fabrikalarını , silah fabrikalarını, tank fabrikalarımızı kapattırmadı mı ? Her konuda bizi dışarıya bağımlı yapmadı mı ? Bir müddet sonra elimizde paramız da olsa bunlara ulaşamayabiliriz. Onun için toprağımızı işleyelim , üretelim , çalışan da kazansın çevresindeki esnaf da , bizde , devletimiz de kazansın.
“Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar: evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikbal lerini kaybetmeye mahkumdurlar “ M. Kemal Atatürk.
Saygı ve özlemle anıyoruz.