Bugünlerde gazetelerde özel okul zamları yer almaya başladı. Anne babalar da çeşitli araştırma ve sorgulamalara başladılar.
Eğitim anne karnında başlayan ,merkezinde çocuğun olduğu , Aile , Çevre ve Okul olan üçgeni içinde yürüyen karmaşık bir oluşumdur. Bunlardan biri veya birkaçının aksaması çocuğun yaşamını , eğitimini hem çocuğumuzun dolayısıyla da bizim geleceğimizi belirler.
Sevgi saygı ve hoşgörünün olduğu iyi bir aile ortamında yetişen çocuklar her zaman hayata ve okula avantajla başlarlar. İnsana, doğaya ,hayvanlara , çevreye sevgi ve saygının temelleri ailede alınır. Maddi olanakların yüksekliği bu durumu değiştirmemektedir.
Çocuk aile ortamında ilk eğitimini alır ,çevre bu eğitiminin hem devamı hemde destekleyicisidir. Eğitim ve kültür seviyesi ne kadar yüksek olursa içinde bulunduğu çevre, çocuğun kişisel gelişimini , karakterini , Dünya’ya bakışını , hangi ortamlarda nasıl davranacağını, insan ilişkilerini hatta olaylara bakış ve durumlara vereceği tepkileri bile belirler.
Sıra geldi okula. İyi bir okul nasıl olur? nerededir ? durumu nedir ? bizi nasıl etkiler ? çocuğumuza ne katar ? bizi ve geleceğimizi nerelere götürür? soruları hepimizin aklına gelmiştir.
Eskilerin dediği “ eve en yakın okul en iyi okuldur” lafı maalesef tarihe karışmıştır. Halbuki aynı çevrede yaşayan , birbirlerine kültürel olarak yakın aileler , velilerinde okul ile işbirliği sonucu uzun yıllar başarılı sonuçlar alınmıştır.
Nazilli merkezinde bulunan bazı ilk ve orta okullarda eğitim gören öğrencilerin ekonomik seviyelerinin yüksek oluşu, eğitim için gerek zaman ve gerekse ek maddi kaynakların arttırılması, velilerin çocuklarının daha iyi ortamlarda eğitim alabilmesi için okullara kaynak aktarmaları , daha kıdemli öğretmenlerin merkez okullarda olması, aileler arasındaki zaman zaman gizli ,zaman zaman da açıkça yapılan yarışmalar başarıyı arttırmıştır. Bu başarılar veliler tarafından her tarafta duyurulması sonucu, buralara yakın mahallelerdeki velileri de bu okullara yönlendirmiştir.
Bir sonraki aşamada yönlenen öğrenciler ile sınıflarda sayılar artınca bu veliler maddi olanakları doğrultusunda özel okullara yönelmiştir. Az önce dediğimiz okullara gelen öğrencilerin bazılarının ( fiziki , maddi , çevre ve kültür farklılığı ) ortamına uyum sağlayamamaları , kendi ortamlarında çeşitli derecelerde de olsa başarılı olabilecek öğrencilerin kaybolup gitmelerine sebep olmuştur. Hocam “ çocuğu …………. okuluna da gönderdim hiçbir şey değişmedi “ lafını çok duymuşumdur.
Önceki dönemlerde özel okullara maddi ulaşımın nispeten daha kolay olması , çocuğun tüm gün okulda tutulması , Milli Eğitim de isim yapmış olan öğretmenlerin transferleri , velilerin evde ödev yapma uğraşından kurtarması etken olmuştur. Özel okullar öğrencileri ders saatleri dışında öncelikle yabancı dil , spor ve farklı etkinliklere yönlendirmişlerdir. Başarılı öğrencilere çeşitli maddi kolaylıklar sağlayıp bünyelerine katıp, başarı seviyelerini arttırmışlar , ileride bunları çeşitli reklamlar ile duyurup sonuna kadar kullanmışlardır. Geçtiğimiz yıllardaki özel okul teşvikleri ile özel okulların başarılarının devlet okullarının ilerisinde kavramı yerleştirilmeye çalışılmıştır.
Farklı bir velimin “ çocuğu ……….. özel okuluna gönderdim gene aynı , gene aynı “ lafını da hatırlatmadan edemeyeceğim.
Devlet okulları eşit olmayan bütün şartlara ,tüm yoksulluk ve her türlü zorluklara rağmen milyonlarca öğrenciyi başarı ile yetiştirip yurdumuzun geleceğine katkı sağlamaktadır.
Yazımın başında da belirttiğim gibi , eğitim ana karnında başlar , iyi bir aile ortamı ile şekillenir , ailenin ve çevrenin yarattığı imkanlar ile yeşerir , eğitim kurumları ve diğer etkenler ile çocuğun yeteneklerinin doğru ve bilinçli yönlendirilmesi sonucu meyvelerini verir.
Lütfen çocuklarımız için elimizden gelen her şeyimizi mutlaka ama mutlaka yapalım. Elde edilen sonuç hem çocuğumuza, hem bize hem de ulusumuza çok ama çok şeyler kazandıracaktır. 26 Temmuz 2024
Tuncay AYAS
GÜNCEL
Yayınlanma: 27 Temmuz 2024 - 16:14
EĞİTİM / ÖĞRETİM NEREDE / NASIL OLMALIDIR ?
GÜNCEL
27 Temmuz 2024 - 16:14
İlginizi Çekebilir